Atasözleri ve Anlamları ( Örnekleri, En Çok Bilinen)
Atasözleri, insanların yaşam deneyimleri ve düşüncelerini yansıtan, kısa ve özlü ifadelerdir. Genellikle toplumsal değerleri, doğru ve yanlışları, insanlar arasındaki ilişkileri ve davranışları açıklar ve insanların hayatını düzgün ve anlamlı şekilde yaşamalarını amaçlar. Atasözleri, insanların öğrenmesi, anlaması ve hayatlarına uygulaması için çok uzun ve teorik açıklamalar yerine kısa ve kolay anlaşılır bir şekilde sunulur.
Atasözleri yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktarılır ve zamanla kültürel değerlere ve düşüncelere göre değişebilir. Bunlar hepimizin hayatımıza müdahil olan enstrümanlar ve doğru davranışları teşvik etmek için kullanılır. Atasözleri aynı zamanda insanların hayatındaki farklı durumlar hakkında düşünmelerini ve açıklamalarının altındaki anlamı kavramalarını sağlar.
Örnek olarak, “İçindeki kör kedi gibi kediye benzer” atasözü insanların içindeki potansiyelini ve kapasitesini keşfetmelerini ve gerçekleş
tirmelerini amaçlar. “Kazan kazan” atasözü ise iki tarafın da kazanmasının mümkün olduğunu ve her iki tarafın da memnun olması gerektiğini ifade eder. “El ele verir, gönül gönüle” atasözü ise insanlar arasındaki ilişkilerin önemini ve dostluğun güçlü bir bağ olduğunu vurgular.
Atasözleri, insanların hayatını anlamlı hale getirmesine, doğru davranışları teşvik etmesine ve insanlar arasındaki ilişkileri düzgün hale getirmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, insanlar hayatları boyunca atasözleri hakkında düşünebilir ve uygulayabilirler.
A ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Aba altında er yatar: Giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz. (aba: Kaba yünden yapılmış yakasız ve uzun üstlük.)
Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman iyi anlaşılır.
Abdala malum olur: Bir şeyin olacağını önceden sezen kimseler için söylenen bir söz.
Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur): Çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
Acele ile menzil alınmaz: Acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır. (menzil: Bir günlük yol.)
Acele ile yürüyen yolda kalır: İş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.
B ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Baba kırk oğul beslemiş, kırk oğul bir babayı beslememiş: Baba kaç çocuğu olursa olsun, hiçbir ayrım yapmadan hepsine bakar, onları büyütür; çocukları ise yoksul ve yaşlı durumdaki babalarının bakımını ‘sen bak, o baksın’ gibi gerekçelerle bir türlü sağlayamazlar.
Baba koruk (erik) yer, oğlunun dişi kamaşır: Babanın yaptığı kötü işin sıkıntısını çocuğu çeker.
Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana: Kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.
Baba oğluna bir bağ bağışlamış; oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş: Babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar ancak çocuklar babaları için fedakârlıkta bulunmazlar.
Babamın adı Hıdır, elimden gelen budur: Gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter.
C – Ç ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur): Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.
Cahilin dostluğundan arifin düşmanlığı yeğdir: Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir.
Cambaz ipte balık dipte gerek: Kişi, sadece uzman olduğu alanda çalışmalıdır.
Cami ne kadar büyük olsa imam gene bildiğini okur: Bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.
Caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur: Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur.
D ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Dağ ardında olsun da, yer altında olmasın: Yaşasın da uzakta olsun.
Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir: Dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz.
Dağ başından duman eksik olmaz: Büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır.
Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz: Aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur: Ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler.
E ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane: Herkesin ölümü için bir sebep vardır.
Ecele çare bulunmaz: Ölüm dışında, çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu vardır.
Edebi edepsizden öğren: Edepsizin yaptığı işlerin yapılmaması gereken işler olduğunu düşünmekle doğru yolu bulmuş, böylece edebi edepsizden öğrenmiş olursun.
Eden bulur, inleyen ölür: Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
Eğilen baş kesilmez: Kusurunu anlayıp özür dileyen kişi bağışlanmalıdır.
F ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp: Yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır.
Fala inanma, falsız kalma: Kişinin oyalanmak, yalan da olsa geleceği üzerine bir şeyler dinlemek isteğini hoş karşılamak gerekir.
Fare çıktığı deliği bilir: Bir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını anladığında nereye sığınacağını bilir.
Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış: 1. Yapamayacağı kadar ağır bir işi varken başka bir iş daha yüklenmiş. 2. Kendisi sığıntı durumundayken yanına bir kişi daha almış.
Faydasız baş mezara yaraşır: Yaşayan kimse bir işe yaramalıdır, bir işe yaramayan kimsenin ölüden farkı yoktur.
G ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Gafile kelam, nafile kelam: Gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez. (gafil: Çevresinde olup biteni sezmeyen)
Garibe bir selam bin altın değer: Yabancı yerde tek başına kalan kimseye karşı gösterilecek küçük bir ilgi, en büyük iyilik yerine geçer.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar: Garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.
Gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar: Kişi, inançları ayrı da olsa, hoşlanmasa da geçimini sağlayan kimseye hizmet eder.
Gece gözü, kör gözü: Geceleyin iyi iş yapılamaz.
H ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke’ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye: Bir işi görünüşte ve biçimsel olarak yapmakla o iş gerçekten yapılmış ve sonuç elde edilmiş olmaz. (dede: Dervişlerin büyükleri.)
Hacı hacıyı Mekke’de, derviş dervişi tekkede bulur: Hedefleri, amaçları aynı olanların yolları aynı noktada kesişir.
Haddini bilmeyene bildirirler: Çevresindekileri hiçe sayarak yetkili olmadığı konularda yüksekten atanlara sert karşılıklarla gereken dersler verilir.
Hak deyince akan sular durur: Bir anlaşmazlıkta adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiğinde kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.
Hak yerini bulur (yerde kalmaz): Haksızlık er geç ortaya çıkar.
I – İ ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Irak yerin haberini kervan getirir: Erişemediğimiz şeyle aramızdaki ilişkiyi bir aracı sağlar.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz: Zaten var olan ve herkesin işine yarayan bir şeyin yanına aynı işi görmek üzere benzerini yapmak boşunadır.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez: Bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır.
Irz insanın kanı pahasıdır: İnsan ırzını, namusunu korumak için canını feda eder.
Isıracak it (köpek) dişini (dişlerini) göstermez: Kötülük edecek kimse önceden haber vermez, belli etmez.
K ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz: Hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez.
Kaçan balık büyük olur: Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür.
Kaçanı kovmazlar, yıkılanı vurmazlar: Kaçan bir düşmanı kovalayıp ezmeye çalışmak mertliğe yakışmaz, âciz olduğunu göstereni de vurmak insanlık değildir.
Kaçanın anası ağlamamış: Tehlikeden kaçan kazançlı çıkmış.
Kader olmayınca kadir bilinmez: Kişi talihsiz ise ne kadar iyi insan olursa olsun, değeri bilinmez.
L ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Laf lafı açar: Bir konu üzerinde konuşulurken ilgisi dolayısıyla söz başka bir konuya geçer, sohbet uzar, gider.
Laf torbaya girmez: Ağızdan çıkan bir söz, artık gizli kalmaz, herkes onu duyar.
Lafla peynir gemisi yürümez: Şöyle yaparım, böyle yaparım demekle yapılması gereken iş yapılmaz.
Lafla pilav pişerse deniz (dağ) kadar yağı benden: Söz söylemek, işleri başarmaya yetseydi en iri sözler söylenerek en büyük işler başarılırdı.
Latife latif gerek: Şaka yaparken bile incelikten ayrılmamak gerek.
M ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Mahkeme kadıya mülk değil: Hiç kimse, bulunduğu kamu hizmetinde ömrünün sonuna kadar kalamaz.
Mal adama hem dost, hem düşmandır: Malın insana yararı olduğu gibi zararı da vardır.
Mal canı kazanmaz, can malı kazanır: İnsan mal kazanacağım diye sağlığını tehlikeye atmamalıdır.
Mal canın yongasıdır: İnsan, malına gelen zarardan, canına gelmişçesine acı duyar.
Mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan: Bu dünya gelip geçicidir, mala mülke fazla değer vermemek gerekir.
N ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz: Kişi yapmak istemediği işin ayrıntılarıyla ilgilenmez.
Nasihat istersen tembele iş buyur: Tembel, kendisine buyurulan işi yapmamak için ya onun yapılmasına ihtiyaç bulunmadığını söyler ya da buyurulan biçimde değil, kendisinin işine gelen biçimde yapmayı önerir.
Ne dağda bağım var, ne çakaldan davam: Tuttuğum bir taraf yok ki ona saldıranların karşısında olayım.
Ne dilersen eşine o gelir başına: Sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına: Kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.
O – Ö ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası: Eve gelin geldikten sonra oğlanın anası kapı dışarı edilecek gibi görülür. Kızın anası ise baş köşeye oturtulur.
Oğlan atadan (babadan) öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi: Erkek çocuk, erkeklerin yapması gereken şeyleri babasından, kız çocuk da kadınların yapması gereken şeyleri annesinden öğrenir; anne ve baba bunları bilmiyorsa çocuktan böyle şeyler beklenemez.
Oğlan dayıya, kız halaya çeker: Oğlan çocuğun yüzü de, huyu da dayısına, kız çocuğununki ise halasına benzer.
Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün: Doğacak çocuğun oğlan olması istenir. Kız olması istenmez. Onun için oğlan doğuran ana sevinir; kız doğuran ana üzülür.
Oğlan doğurdum, oydu beni; kız doğurdum, soydu beni: Erkek çocuklar, yaramazlıklarıyla, haylazlıklarıyla, ana-babayı üzerler. Kız çocuklar ise
giyime, süse düşkün olduklarından ana-babalarından sürekli para çekerler.
P ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Paça ıslanmadan balık tutulmaz: Hiçbir nimet zahmet çekilmeden, özveriye katlanılmadan elde edilemez.
Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar: Kendisinden çekinilen kimsenin yüzüne karsı kimse ağız açmaz da en güçlü kimsenin bile arkasından herkes düşmanlık gösterilerinde bulunur.
Papaz her gün pilav yemez: 1. Bir insanı hep aynı hileyle kandıramazsın. 2. İnsan zaman zaman değişiklik ister. 3. Her zaman aynı fırsat ele geçmez.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez: Kimin ne kadar parası bulunduğunu, kimin ne kadar Tanrı’ya yakın olduğunu kimse bilemez.
Para isteme benden, buz gibi soğurum senden: Kişi, kendisinden para isteyen kimseden artık uzak durmak ister.
R ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Rahat ararsan mezarda: Herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.
Ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olsun: Bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır.
Rüşvet kapıdan girince insaf (iman) bacadan (pencereden) çıkar: İşini herkese eşit davranarak yapmak zorunda olan bir görevli, kendisine çıkar sağlayan kimselere ayrıcalık tanıyorsa o kişi hak, adalet, insaf gibi duygulardan yoksun demektir, onun gözü paradan, maldan başka bir şey görmez.
Rüzgâr eken fırtına biçer: Herkesin zarar görmesine yol açacak işler yapan kimse, çok sert tepkilerle karşılaşır ve sonunda en büyük zarara kendisi uğrar.
Rüzgâr esemeyince yaprak oynamaz (dal kımıldamaz): Her durumu meydana getiren bir etken vardır.
S – Ş ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Sabah ola, hayrola: Sabah olsun, o vakte kadar iş belki düzelir.
Sabah sürçen, geceye dek sürçer: Bir işe başladığı zaman beceriksizliği görülen kişinin bu durumu sonuna kadar sürer.
Sabahın kızıllığı akşamı kış eder, akşamın kızıllığı sabahı güz eder: Sabahleyin gökyüzünde görülen kızıllık, o akşam havanın kış gibi olacağını, akşam görülen kızıllık ise ertesi sabah havanın güze döneceğini belirtir.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır: Sabır zor bir iştir ancak güzel sonuçları vardır.
Sabreden derviş muradına ermiş: Beklemesini bilen kimse sonunda amacına ulaşır.
T ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Tabak sevdiği deriyi taştan taşa (yerden yere) çalar: Birinin yakınlarına gösterdiği sert davranış onun iyiliği içindir.
Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar: Amacını gerçekleştirmesi mümkün olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen ve yenilemeyen engeller çıkar.
Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır: Kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz.
Tarlada çayırda, bağ bayırda: Her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir.
Tarlada izi olmayanın harmanda sözü (yüzü) olmaz: Kendini işe vermeyenden, bir iş üretmeyenden hayır gelmez.
U – Ü ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Ucuz alan, pahalı alır: Ucuz olan mal çabuk eskir, pahalıya alınmış gibi olur.
Ucuz etin yahnisi yavan (tatsız) olur: Ucuza mal olan şeyler niteliksizdir.
Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti: Ucuz şeylerin ucuzluğuna tamah etmemeli, pahalı şeylerin de pahalılığından korkulmamalıdır.
Uçan kuş aç kalmaz: Yaşam kavgası vermeyi bilen ne yapar yapar rızkını çıkarır.
Ufak at da civcivler yesin: Çok yalan söyleyen veya olayları abartan kişilere inandırıcı olmadığını belirtmek için söylenen bir söz.
V ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Vakit nakittir: Zaman çok değerlidir, boşa harcanmamalıdır.
Vakitsiz öten horozun başını keserler: Her söz yerinde ve zamanında söylenmelidir, zamansız ve yersiz söylenen sözler büyük zararlara yol açabilir.
Var evi kerem evi, yok evi verem (elem) evi: Varlıklı ailenin durumu konuk ağırlamaya, gereken yerlere yardım etmeye, armağanlar vermeye elverişlidir; yoksul ailenin evinde sıkıntı ve dertten başka bir şey bulunmaz.
Vardığın yer körse, sen de bir gözünü kapa: Girdiğin çevrede rahat etmek istiyorsan sana ters gelse bile çevrene uyum sağlamalısın.
Varlığa darlık olmaz: Zengin olanın gücü her şeye yeter.
Y ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Yabancı koyun kenara yatar = Yabancı kuşun başı kanadı altında olur: Bir topluluğa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz, o yüzden bir süre yabancılık çeker, onlardan uzak durur.
Yağına kıymayan çöreğini yoz (kuru) yer: Bir iş için gerektiği kadar fedakârlıkta bulunmayan kişi sonucun kusurlarını hoş görmelidir.
Yağmur yağsın da varsın kerpiççi ağlasın: Yağmurdan yararlanacakların sayısı zarar göreceklerden daha fazladır, yeter ki yağmur yağsın.
Ya işten artar ya dişten: Para biriktirmek için çok çalışmak ya da savurgan olamamak gerekir.
Yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) hısımdan (akrabadan) yeğdir (iyidir): İlgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiçbir ilgisini görmediğimiz akrabalarımızdan bize daha yakındır.
Z ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Zahmetsiz rahmet olmaz: Sıkıntı, güçlük çekmeden iyi ve güzel işler başarılamaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy: Yaşadığın zamanın koşulları ve çevrendekilerin davranışları senin tutumuna uygun değilse sen onlara uymalısın.
Zararın neresinden dönülse kârdır: Sürüp giden zararlı bir işten ne kadar erken vazgeçersek daha sonra uğrayacağımız zararı o kadar azaltmış oluruz.
Zayi olan koyunun kuyruğu büyük olur: Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür.
Zemheride sür de çalı sür: İyi verim alabilmek için üstünkörü olsa bile tarlayı zemheride sürmek gerekir.