Keloğlan ve Padişahın Güzel Kızı Masalı
Keloğlan bir gün saraya gitmek üzere hazırlık yapmış. Rüyalarını süsleyen padişahın güzel kızı ile evlenmek istemiş. Annesinin yanına varıp ondan izin istemiş. Bunu duyan annesi ona çok kızmış. Keloğlan’a bu işin olmayacağını anlatmaya başlamış annesi. Fakat annesi de anlattıklarının boşuna olduğunu çok iyi biliyormuş. Çünkü Keloğlan, kafaya bir şeyi taktığı zaman o şeyi yapmadan durmazmış.
Keloğlan, annesini de ikna edip eşeği ile birlikte yola çıkmış. Saraya doğru günlerce durmaksızın yürümüşler. Saraya vardıklarında kapıdan içeri girmek istediklerinde büyük bir engelle karşılaşmışlar. Saraya girmenin bir yolunu bulamayıp çaresizce sarayın kapısında beklemeye koyulmuşlar.
Aradan günler geçmiş. Hala sarayın kapısında bekliyorlarmış. Keloğlan sarayın maskarası Bicirik ile karşılaşmış. Bicirik de kapı dışarı edilmişti. Fakat Bicirik, Keloğlan’a padişahın güzel kızının çok hasta olduğunu söylemiş. Bunu duyan Keloğlan saraya girmenin yolunu bulmuş. Padişaha hemen bir haber uçurmuş. Haberi alan padişah Keloğlan’ı huzuruna kabul etmiş. Huzura çıkan Keloğlan, padişaha güzel kızını iyileştireceğini söylemiş. Padişahın güzel kızını iyileştirmenin karşılığında da onunla evlenmek istediği belirtmiş. Padişah çaresiz bir şekilde bunu kabul etmiş. “Yeter ki kızım yaşasın.” demiş.
Bicirik ile birlikte padişahın güzel kızının yanına giden Keloğlan, hemen tedaviye başlamış. Padişahın güzel kızını iyilikle kendine getirmeye çalışmış. Etrafında gezinen bütün kötülükleri de oradan defetmeye başlamış. Kötülükler uzaklaşıp iyilikler çoğalınca padişahın güzel kızı kendine gelmeye ve uyanmaya başlamış.
Padişahın güzel kızı uyanınca hemen padişaha bu müjdeli haber ulaştırılmış. Haberi alan padişah çok mutlu olmuş ve soluğu kızının yanında almış. Kızının iyileştiğini gören padişah verdiği söze sadık kalmış ve hemen düğün hazırlıklarını başlatmış. Keloğlan ve padişahın güzel kızının düğünü dört bir yana duyurulmaya başlanmış.
Düğün zamanı gelmiş çatmış. Düğünün olduğu meydana Keloğlan’ın annesi de gelmiş. Padişahın güzel kızı kayınvalidesinin elini öperek ona “Hoş geldiniz!” demiş. Davullar çalınmış, halaylar çekilmiş. Yemekler yenilmiş, şerbetler içilmiş. Keloğlan ve padişahın güzel kızı evlenip mutlu bir yuva kurmuşlar. Bir ömür boyu bu mutlulukla hayatlarına devam etmişler.