Zalim Kral ve Kızı Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Uzun zaman önce bir ülkenin çok zalim bir kralı varmış. Halkı bu kralın zulmünden o kadar çok bıkmış ki artık dua etmeye başlamışlar.
Bir hafta sonra bir mucize yaşanmış. Halk duaları kabul oldu diye sevinçten adeta bayram havası yaşanmış. Yaşanmış yaşanmasına da kralın güzeller güzeli kızı babası hastalığa yakalandığı için çok ama çok üzgünmüş.
Halkına zalim olan kral kızına çok düşkünmüş ve onu çok seviyormuş. Bu yüzden de kızı babasının halkına ne kadar zalim olduğunu bilmiyormuş. Babasının çok iyi bir insan olduğunu ve halkın ne kadar kötü olduğunu düşünmüş hep.
Onları hep nankörlükle suçlamış. Ve kızı hemen babasının yardımcısını yanına çağırarak ülkenin dört bir yanına haber salınması emrini vermiş.
Ülkenin dört bir yanına, en ücra köşesine varana kadar haberler salındı. Fakat gelin görün ki hiç kimseden ses çıkmamış. Kralın korkusuna “ben iyileştiririm, tedavi ederim “diyen hiç çıkmamış.
Bu duruma günden güne içerleyen kralın kızı “bu böyle olmayacak” diyerek derhal halkın toplanmasını istemiş. Ülkenin her tarafında fermanlar okunmuş. Halk merak etmiş. Kralın ölmüş olabileceğini düşündüklerinden merakla sarayın önünde toplanmaya başlamış.
Kralın güzel kızı halka karşı çok öfkeliymiş ve konuşma yapacağı için de çok heyecanlıydı. Bu güzeller güzeli prenses aynı zamanda çok akıllıydı da. Bu yüzden konuşma yapmaya çıkmadan evvel bir plan yapmış. Hemen kılık değiştirerek halktan biri gibi insanların arasına karışmış.
Aralarında geçen konuşmalara kulak misafiri olmuş. Halk arasında fısıldaşırken sonradan sesler yükselmeye başlamış. Kralın kızı konuşmaya yapmaya çıkmayınca halk daha da öfkelenmeye başlamış. Bir taraftan da prensesin çıkıp konuşmasını heyecanla bekliyormuş.
Prensesin bu fakir ve yokluk içindeki insanların halini görünce çok üzülmüş. Gözleri dolu dolu, bir kadıncağızın konuştuklarına şahit olmuş. Bu konuşmalardan halkın aslında ne kadar acı içinde olduğunu ve onların bir suçunun olmadığını da anlamış.
Az daha bu yoksul ve sıkıntı içindeki insancıkları daha fazla kıracaktım ve üzecektim dedi kendi kendine. Apar topar sarayın gizli geçidinden içeri girerek hazırlanmış, giyinmiş ve en sevimli haliyle sarayın balkonundan halkı selamlamış.
Halk bu ışıl ışıl parlayan, tertemiz yüzlü ve güzeller güzeli prensesi görünce büyük bir hayranlıkla selamlamış ve alkışlamış. Daha önce Onu görmedikleri için şaşkınlıkla ve hayranlıkla dinliyorlarmış.
Prenses halkını selamladıktan sonra, güzel ve etkileyici bir konuşma yapmış. Kendini açıkça anlatmış ve babasının durumunu da halkına izah etmiş.
Onlardan babasının adına af dilemiş ve kendisinin çok çalışarak hatalarını affettireceğini anlatmış bir bir. Halk bu duruma çok sevinmiş ve büyük bir alkış kopmuş. Prensesin gözlerinden sevinç gözyaşları akıyormuş. Meğer ne büyük bir hataya düşmüşüm diyerek derin bir nefes almış.
Kısa zamanda babasını tedavi edecek çok maharetli bir şifacı da gelerek kralın tedavisini üstlenmiş. Kral kısa sürede iyileşmiş ve kızına söz verdiği gibi halkına bir daha asla zulmetmemiş.
Her daim halkına yardımcı olarak halkının daha mutlu ve rahat yaşamaları için elinden geleni yapmış. O günden sonra daha mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamışlar.
Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla masal okumak isterseniz Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.