Kavuklu Genç ve Annesinin Hayatı Hikayesi
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber iken develer tellal iken, uzak ülkelerin birinde bir oğlan yaşarmış, bu oğlanın adı Kavukluymuş. Çünkü bu genç oğlanın saçları yokmuş. Bu yüzden sürekli kavuk taktığı için köy halkı ona Kavuklu dermiş.
Pek de yakışırmış bu isim ona. Bu Kavuklu genç, köy halkı tarafından çok sevilen ve çok takdir gören biriymiş. Hiç yalan söylemez, her zaman güler yüzü cevaplar verir, herkese yardımcı olur kimseyi de üzmezmiş.
Bu kavuklu genç annesi ile tek başına yaşıyor kimseye muhtaç olmuyorlarmış. Bir gün bu Kavuklunun annesi hastalanmış ve tedavisi için para gerekiyormuş. Kavuklu, “Sen iyileş, ben parayı bulurum anneciğim.” diyerek evden ayrılmış.
Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Kendini çok görkemli sarayın başında bulmuş. Saray o kadar güzel ve parlakmış ki; “Ben burada çok güzel bir iş bulurum, para kazanır ve annemin tedavisini öderim demiş.
Daha sonra sarayın kapısını çalmış. Muhafızlar bu kavuklu genci içeri almış, ona ne için geldiğini sormuşlar. Onlar da hemen onu işe almış. Pek de sevmişler bu genci. Bizim Kavuklu, sarayda yemek işlerinden sorumlu olmuş. Bütün saraya yetecek kadar ve kralın ağzına layık yemekler yapmaktan sorumluymuş.
Bir ay boyunca bu sarayda çalışan Kavuklu genç, o kadar güzel yemekler yapıyormuş ki herkes onu merak etmiş. Ve onunla tanışmış arkadaş olmuşlar. Kavuklu da onlarla dost olunca tıpkı köydeki gibi kavuklu burada herkes tarafından sevilen ve takdir gören biri haline gelmiş.
Bizim kavuklu genç, kazandığı paraları bir bir annesine gönderiyormuş. Son zamanlarda sarayda kralın kızının hasta olduğu haberleri yayılmış, kralın kızı hasta olunca sarayda akan sular dururmuş.
Bu habere herkes üzüldüğü için kimsenin yüzü gülmezmiş. Birçok hekim tedavi için saraya davet edilmiş fakat hiçbiri tedavisinde başarılı olamamış. Gözüne uyku girmeyen kral, derhal haber salmış ülkenin dört bir yanına, “Kim benim kızımı iyi ederse ona kızımı vereceğim ve tahtımı vereceğim.” demiş.
Bu haber karşısında ülkede bir hareketlilik başlamış fakat bir değişiklik olmamış. Bir gün bizim Kavuklu düşünmüş taşınmış ve kralın karşısına çıkmış, “Kralım ben sizin hizmetkarınızım. Kızınızı iyi edebilirim.” demiş.
Kral da “Et bakalım!” diye karşılık vermiş. Bir hafta boyunca kralın kızına şarkılar söylemiş, saçlarını tarayıp şifalı çorbalar yapıp içirmiş. Bir haftanın sonunda kralın kızı uyanı vermiş.
Kral da sözünde durmuş ve hem kızını kavuklu gence vermeye karar vermiş hem de tahtına oturtmaya karar vermiş. Kavuklu genç annesinin yanına gitmiş, bütün olan biteni anlatmış.
Annesi de hem artık hasta olmadığı için ve oğlunun kral olduğunu duyduğu için çok mutlu olmuş. Ve oğluna sarılmış. O günden sonra ülkede 40 gün 40 gece düğün yapılmış. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.
Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler ve Hikaye Oku kategorimizi inceleyebilirsiniz.