Eğilmem

Umumiyetle ağır başlı tanınıyordu. Ancak, alay ve lâtifeyi de severdi. Çocuk idi ama çocuk oyunlarına karışmazdı.

Üzeyir Bey Konakları diye anılan evimizin selâmlık tarafı bahçesinde o zamanın spor oyunlarından Selânik’te “Mançık ile bir kavas” denilen sırttan atlamaca oynuyorduk. Bu oyunun icabı olarak kura çekilir, bir çocuk ellerini diz kapaklarına koyarak eğilir, diğer çocuklar sıra ile ellerini eğilen çocuğun sırtına vurarak atlarlar ve bir iki metre ileride birinci çocuğun vaziyetini alır, bu suretle uzun sıra atlaması sporu yaparlardı. Bunu takiben eğilen çocuklar tedricen yükselerek yalnız başları vücutlarına kaim olarak dururlar, birbiri üzerinden atlarlardı. Buna da yüksek atlama oyunu adı verilmişti. Bu yüksek atlamada düşenler çoktu. Mustafa Kemal, mutadı vechile oyuna girmezdi; yalnız düşen kalkanlarla eğlenir, alay eder, gülerdi. Nasılsa bizim kafamız kızmış olacak ki, söz birliği ederek Mustafa Kemal’i karga tulumba etmeye teşebbüs ettik. Nihayet oyuna girmeye razı oldu ve sonuncu olarak sıra ile eğilmiş bulunan çocukların üstünden atladı. Sona gelince dimdik ayakta durdu. Ne yaptıysak, “Eğilmem” dedi ve eğilmedi!

Artık hakkıyla kızmıştık, “Bu oyun bozanı aramızdan çıkaralım” diye fiskos ettik.

Fakat ittifak edemedik, kendimize bir baş seçemedik.

Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla anı okumak isterseniz Atatürkün Çocukluk Anıları kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Masalcı Baba

Çocukların hayatını daha eğlenceli bir hale getirmek ve gelişimlerine katkıda bulunmak için size masal sitemizi açtık keyifli okumalar :)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu