Yaratılış Destanı
Daha dünya üzerinde hiçbir şey yok iken Tanrı olan Karahan vardı. Bir de dünya üzerinde su vardı. Karahan’dan Tanrısından başka görebilen biri ya da suyun varlığından başka görülebilen bir şeyin mevcudiyeti söz konusu değildi.
Karahan o kadar yalnızdı ki yalnızlıktan sıkılmış durumdaydı. Bunun üzerine ise sıkıntıdan neler yapsam diye düşünmeye başlamıştı. Bunun üzerine su dalgalanmaya başladı. Dalgalanma sonucunda sudan ak ana çıktı. Ak Ana, Karahan Tanrısına yarat dedi. Daha sonra ise tekrar suya girdi. Bunun üzerine Karahan kişi yarattı. Karahan ile yaratılan kişi, suyun güzelliği üzerinde uçuyordu. Ama kişi durumundan memnuniyet duymuyordu.
Karahan’dan daha yükseklerde uçmayı istemekteydi. Onun bu isteğini sezmiş olan Tanrı Karahan, yarattığı kişiden uçma özelliğini aldı. Kişi ise sonsuz olarak suya yuvarlanmış oldu. Bunun üzerine kişi boğuluyordu. Yaptığına pişman olan kişi af dilemiştir. Bunun üzerine Tanrı Karahan, kişiye sudan yükselmesini istedi.
Bunun üzerine deniz içinden yıldız yükselmiş oldu. Kişi, bunun üstüne oturdu ve kurtuldu. Kişi, artık uçmayı bilmediği için Tanrı dünyayı yarattı. Kişiyi, suyun dibine daldırdı ve toprak içinden çıkardı. Kişi, denizin dibinden toprak çıkarırken, gizli olarak bir dünya yaratmak istediği için ağzının içinde toprak alarak sakladı. Kişi, avucun olan toprağı, su yüzüne serpti ve Tanrı Karahan toprağa büyü dedi.
Bu büyümüş olan toprak ise, dünya olmuş oldu. Ama aynı zamanda kişinin ağzındaki toprak da büyümeye başlamıştır. Bunun üzerine boğulacak gibi olmuştur. Tanrı Karahan, kişiye tükür dedi. Ama demeseydi boğulup gidecekti. Tanrı Karahan’ın yaratmış olduğu dünya düzdü. Kişi tükürünce, ağzından topraklar çıktı. Bu tükürdüğü ise dünyaya fırlayıp üzerinde bataklıklar oluştu. Tanrı Karahan, buna çok kızmıştı.
Bu yaptığı davranıştan dolayı itaatsiz olan kişiye Erliğ ismini verdi. Erliğ dilimizde baktığımızda şeytan anlamına gelir. Tanrı Karahan, bu itaatsiz olan Erliğ’i kendi ışık aleminden kovulmuştur. Daha sonra ise yerden dokuz dallı olacak şekilde bir ağaç bitirdi. Her dalın altında ise bir tane adam yarattı. Bunlar da dokuz insan türünün ataları olmuşlardır.
Erliğ adlı şeytan ise bu insanların güzel ve iyi olduklarını görmeye başlayınca Tanrıdan onları koparıp kötülüğe sürüklüyordu ve kendisine çekiyordu. Karahan adlı Tanrı, insanların bu durumuna karşı, Erliğ’e kanmalarına kızmıştı. Bunun üzerine onları kendi başlarına bırakma kararı almıştır. Bunun üzerine Erliğ’i yer altında yer alan karanlıklar dünyasının 3. katına koymuştur. Kendisi için de 17. kat göğü yarattı ve oraya çekilmiştir.
Yeryüzündeki insanları korumak için ise, meleklerinden bir tanesini göndermiş oldu. Bunun üzerine Erliğ bu güzel göğü görmüştür. Kendisi de kendisine ait bir gökyüzü yaratmak için Karahan Tanrısından izin almıştır. Kendi yarattığı göğüne de tebasını yani kandırmış olduğu kötü ruh ve ruhları yerleştirmiştir. Erliğ’in tebası ise Karahan’ınkinden daha iyi yaşamaya başlamışlardır. Bunun için, Tanrı Karahan’ın canı çok fazla sıkılmıştır. Bunun üzerine meleklerinden birini göndermiş ve Erliğ’in göğünü yıktırmıştır. Bu gök yıkılıp dünyaya düşmüştür ve bunun üzerine yıkıntılar ile birlikte dağlar, ormanlar, boğazlar oluşmaya başlamıştır.
Karahan Tanrı, bunun üzerine Erliğ şeytanını dünyanın en derin katlarından birine sürmüştür. Burası güneşsiz, aysız, yıldızsız bir yerdir. Bu şeytanın burada dünyanın sonu gelene kadar oturmasını istedi. Sonuç olarak Tanrı 17 kat gökten kainatı yönetir. 16 kat gökte ise Bay Ölken altından bir taht üzerinde yerini almıştır. 7 kat gökte Gün Ana ve 6 kat gökte Ay Ata vardır