Gılgamış Destanı Nedir?
Gılgamış destanının ortaya çıkış yeri Mezopotamya’dır. Tarihte yazılı destan olarak ilk olarak, ölümsüz olma arayışında olan kralı anlatır. Kral gılgamış Mezopotamya’nın Uruk şehrinde hükmünü sürer. Gılgamış destanı, kral öldükten bir asır sonra yazılarak günümüze ulaşmıştır. Mitoloji tarihi olarak sümer ve akatlarda yer alır.
Destan akat dilinde yazılmış olup, on bir tablet şeklinde günümüzde bulunabilmiş.
Tam olarak bulunamamasının sebebi ise, eksik tabletlerin olmasından kaynaklanır. Türkiye Boğazköy’de de bu destanın izlerinin olduğu söylense de tam olarak doğruluğu kanıtlanamamış. Destanda kralın özelliklerinden büyük bir övgü ile bahsedilir.
Savaşçı olmasının yanı sıra denizde ve karada neler olup bittiği ile ilgili pek çok şeyi bilirmiş. Bu destanda anlatılan tufan, üç büyük din kitabında yer alır. Tufan hikayesinde ise dünyanın sular ile dolması anlatılır. Bu tufan hikayesi de gılgamış destanında yer alır. Suların dolup taşması hikayesini tanrıçaların başlattığını ifade eder.
Gılgamış adına sahip olan kral, ölümsüzlüğü aramak amacı ile ölümsüz olan tek insanı bulmak için yollara düşer. O insanı bulmak istemesinin sebebi ise, o kişiden bu işin sırrını öğrenmek istemesi yatar. İnsanların katlanmakta zorluk çekeceği pek çok acıya, tehlikeye ve zorluğa kafa tutar. Bu çekilen zorluklardan daha önce hiç kimsenin geçmediği ve geçemeyeceği ifade edilir. Denizin üzerinden yellerin esmesi süresince de hiç kimsenin geçemeyeceği söylenir.
Pek çok sıkıntı çekilmesinin ardından en sonunda gılgamış amacına ulaşır. Gılgamış, solgun yüzü ve çökmüş hali ile tek ölümsüz insana ulaşmayı başarır. Tek ölümsüz olan insanın ismi utnapiştim’dir. Utnapiştim çok uzakta olan bir yerde, ırmak ağzında bir yerlerdedir. Ölümsüz insan olan utnapiştimden su altında bulunan bitkinin ne olduğunu öğrenir.
Su altında bulunan bu bitki ölümsüz olmayı sağlayan bitki olduğu için çok önemli gelir. Gılgamış hemen bu bitkiyi almak amacı ile çok soğuk olan bu suyun içine girer ve bitkiyi oradan kopararak alır. Fakat yılan bu koparılan bitkiden çıkan kokuyu duyar. Tatlı bir koku yayan çiçeği gılgamıştan kapar.
Çiçeği alan yılan hemen deri değiştirerek bir kuyu içine girer. Gılgamış’ın bu otu yemesi gerekiyordu ama yılana kaptırmış oldu. Oturup ağlamaya başlayan gılgamış, bu bitkiyi yaşlılara vereceğini söyler. Kendisinin yiyeceğini söyleyen yazılarda söz konusudur. Gılgamış destanı sümerler hakkında bilgiler verir. Ölümsüzlüğü sağlayacak çiçek ile ilgili hikaye Lokman Hekimin verdiği bilgilere benzetilir.