Küçük Hazar Hikayesi

Günlerden bir gün şirin bir köyde bir çocuk dünyaya gözlerini açmış, o kadar küçükmüş ki bir ip yumağına benziyormuş ismini Hazar koymuşlar, küçük Hazar kuşları çok severmiş   hep hayali olan bir sürü kuşa hayallerinin peşinden giderek sahip olmuş.

Onları asla hiçbir şeye değişmezmiş küçük Hazarın bir de kuzuları varmış, kuşlarından artan zamanı kuzularını otlatmak gezdirmek onlarla oynamakla harcarmış, küçük Hazar’ın hiç arkadaşı olmadığından bütün zamanını hep kuşlarına, kuzularına ayırırmış.

Bir gün annesi onu okula göndereceğini söylemiş, küçük Hazar hem çok sevinmiş hem de çok çekinmiş daha önce hiç arkadaşı olmayan küçük Hazar’ın artık birçok arkadaşı da olacakmış ve o gün gelmiş.

Küçük Hazar, okul sırasında önlüğü ütülü, çantası sırtında okulun ilk günkü heyecanıyla ve korkusuyla sırada içeri giren çocukları izliyor, bir yandan da gözü annesini arıyor, Pınar öğretmen Hazarı ve diğer arkadaşlarını sınıfa alıyor.

Okulun ilk günü herkes öğretmenle tanışmaya başlıyor, Hazar’ın korku ve çekingenliği gittikçe azalıyor.  Okula gitmeye korkan hazar artık okuldan arkadaşlarından okuldaki oyuncaklardan kopmak istemiyor, çok sevdiği kuşları ve kuzularını unutur oluyor. Annesi onu okuldan almaya gelir, eve dönerken okuldaki ilk gününü tüm heyecanıyla gözlerinde ve yüzünde gülümsemeyle annesine anlatıyor.

Eve nasıl vardıklarını fark etmiyor bile, eve gelir gelmez hemen kuşlarının yanına gidip bir heyecanla tüm gün yaptıklarını kuşlarına da anlatıyor kuzularını o mutlulukla otlatmaya çıkarıp sevinçten onlarla koşup oynuyormuş.

Kuzuları eve dönme vakti geldiğini anlayıp küçük Hazarla birlikte evin yolunu tutarlar, akşam yemeğinde küçük Hazar’ın en sevdiği tarhana çorbasının kokusu tüm evi sarmış, hemencecik sofraya oturmuşlar, gün içinde yaptıklarını sofrada babasına da anlatmış.

Babası da onunla gurur duyup oğlum yavaş yavaş büyümeye başlıyor demiş, o gece küçük Hazar yarın okula gitmenin sevinci heyecanıyla uyuyamamış, sabaha kadar yatağında dönüp durmuş. Uyku tam bastırınca küçük Hazar’ın göz kapakları gözlerinin üzerini örtmüş.

Küçük Hazar sabaha horozu çillinin ötmesiyle uyanmış, hemen önlüğünü giyip koşarak okulunun yolunu tutmuş. Okulun ikinci günü çocuklar oyuncaklarla oynarken Pınar öğretmen, herkese birer resim kâğıdı verip herkesin kafasındaki düşünceyi o resim kâğıdına çizmesini istemiş.

Küçük Hazar’ın aklındaki ise evde kalan kuzu ve kuşlarıymış, Hazar, pamuk gibi olan kuzularını bir bir çizmeye başlamış ve gökkuşağı gibi rengarenk olan kuşlarını çizmeye başlamış. Resim bittikten sonra Pınar öğretmen küçük Hazar’ın ve arkadaşı olan Muhammed’in, Ali’nin, Furkan’ın kâğıtlarını da alıp hepsine birer hediye ile ödüllendirmiş.

Günler birbirini kovalarken o yıl okul tatil olacakmış. Küçük Hazar öğrenmiş ki tatilde kuzenleri onların evine misafirliğe gelecekmiş, küçük Hazar’ın hem okul heyecanı hem de tatil olunca kuzenlerinin onlara gelmesinin heyecanıyla mutluluktan yerinde duramaz olmuş.

Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler ve Hikaye Oku kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Masalcı Baba

Çocukların hayatını daha eğlenceli bir hale getirmek ve gelişimlerine katkıda bulunmak için size masal sitemizi açtık keyifli okumalar :)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu