Anne Sözü Dinlememek!
Günlerden bir gün canan adında bir kız varmış. Canan annesiyle pazara gitmek istemiş. Annesi pazarların kalabalık olduğunu ve Canan’ın onların içinde kaybolma ihtimalinin olduğunu söylese de Canan kararlıymış ve inat etmiş.
Canan:
“Anne, uslu duracağım, elini bırakmayacağım söz veriyorum. Beni de götür lütfen” demiş.
Annesi bana umutsuzca bakmış ve kızı o kadar çok istiyormuş ki artık ona kıyamamış.
Anne:
“Tamam ama beni bırakma. Kötülük çok bu dünyada başına bir şey gelirse ben ne yaparım?” demiş.
Canan gülümsemiş ve annesine sarılmış.
Canan yeniden annesine söz vererek çıkmışlar yola. Annesi hazırlanmayı bitirince Canan’ı da giydirmiş. Anne ve kızı birlikte pazara doğru yürümeye başlamışlar. Pazara gittiklerinde Canan pazarı çok kalabalık bulmuş ve annesinin elini daha çok sıkmaya başlamış.
Annesiyle gezmeye başlamış. Her türlü kıyafet, çanta, ayakkabı derken Canan sağ sola bakmış. Pazar, renkli ve hareketli bir atmosfermiş sanki. Canan pazarı çok sevmiş.
Giyim bölümünü geçip meyve sebze bölümüne gelmişler. Annesi tezgâhta domates seçerken Canan’ın gözüne bir şey çarpmış. Yanında çok güzel kalemler, çantalar ve içeceklerin olduğu bir tezgâh varmış. “Annem domates seçerken bende buraya bakınayım” demiş.
Kalem kutusu benim, su şişesi senin derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadan kasaya gitmiş. Döndüğünde annesinin yanında olmadığını fark etmiş. Sağa sola bakmaya başlamış. Ama annesi onları bıraktığı yerde değilmiş. Canan iyice korkmaya başlamış. O sırada iki çocuk Canan’a yaklaşarak:
Çocuk:
“Hey küçük kız. Anneni mi kaybettin?”
Canan:
“Evet kardeşim. Annemi bulamıyorum. Onu gördün mü?”
Çocuklar birbirlerine bakıp gülümsemiş çocuk, Canan’a dönmüş.
Çocuk:
“Evet küçük kız anneni gördük, dilersen seni annene götürebiliriz.”
Canan çok sevinerek;
“Evet, beni eve götürün anneme lütfen”
İki çocuk Canan’ın elini tutmuş ve adım atmaya başlamışlar.
Canan tam “Bu çocuklarla tanışmak ne güzel” diye düşünürken yanındaki çocuk birden onu itmeye başlamış.
Çocuk:
“Cebindeki tüm parayı çıkar.”
Sonra o çocukların kötü çocuklar olduğunu anlamış. Bu çocuklar onu annesine götürmek için değil, parasını almak için buraya getirmişler.
Canan korkmaya başlamış ama bir yandan da bu çocuklara karşı savaşmak zorundayım diye düşünmüş. Ne yapabileceğini düşünmeye başlamış.
Çocuk:
“Sana ne söylediğimizi duymadın mı? Cebindeki parayı çıkar yoksa seni burada döveriz.”
Diğer çocuğun da elini ısırmış. Koşmaya başlamış ve tüm gücüyle bağırmış.
Canan:
“Yardım edin!”
Canan’a ne olduğunu sormuşlar. Her şeyi anlatmış. Oradayken, iki çocuk polisi gördüklerinde koşmaya başlamışlar. Polis, iki çocuğu yakalayarak polis arabasına bindirmiş.
Polis, Canan’ın annesini bulmuş ve onu Canan ile yeniden bir araya getirmiş. Çok mutluymuş. Hemen annesine koşmuş ve annesine sarılmış
Canan:
“Anne, seni bir daha asla bırakmayacağım. Çok üzgünüm.”
Annesi de Canan’a sarılmış ve bir daha yabancılarla konuşmaması konusunda onu uyarmış. Canan da polis amcalarına bir daha annemi asla bırakmayacağım diyerek söz vermiş.
O günden sonra Canan iyi bir ders almış. Kalabalık yerlere giderken annesinden ayrılmamış bir daha. Annesi ona asla zarar gelsin istememiş, bu yüzden bir yere giderken kızını götürmek istemiyormuş. Ama yine kıyamamış kızına her yere götürmüş ama asla elini bırakmamış.