Dolunay ve Arkadaşları Masalı
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak diyarların birinde bir küçük çocuk yaşarmış. Adı Dolunay olan bu çocuk gökyüzüne bir hayli ilgi duyar her akşam orada neler olduğunu düşünerek uyurmuş. Dolunay yıldızları büyük bir hayranlık ile izler orada insanların neler yapabileceğini düşünürmüş. Okula başladığı günden beri resim derslerinde gökyüzünü çizen her an orayı merak etmekte ve her saniyesini gökyüzünü düşünerek geçiriyordu. Bir gün dışarıda gökyüzünü izlerken yıldızlardan birinin ona gülümsediğini fark etti.
Heyecanla ne yapacağını şaşıran Dolunay Koşarak olanları annesine anlatmaya gitmiş. Annesi ona gülümseyerek uykusunun geldiğini söylemiş ve Dolunay’ı yatağına yatırmış. Dolunay bu durum üzerine kendini çok üzgün hissetmiş. Hayal gördüğünü düşünerek uyumaya çalışsa da bir şeyler onun uyumasına adeta engel oluyor ve yıldızı düşünmekten kendini alamıyormuş. O da ne ? Pencere de bir tıkırtı. Koşarak pencere kenarına gelen Dolunay o küçücük gülümseyen yıldızın kendini ziyarete geldiğini görmüş. Yıldız;
“Seni her gece gökyüzünden izliyorum. Bu gece sen de benimle gökyüzüne gelmek ister misin ?”
Bunu duyan Dolunay büyük bir heyecanla zıplamaya başlamış ve;
“Evet, bende gökyüzüne gelmek istiyorum. Ama bu nasıl olacak?” demiş.
O sırada gökyüzünden aşağı doğru açılan merdiveni gören Dolunay gözlerine inanamamış. Koşar adımlarla gökyüzüne doğru çıkan Dolunay bir süre sonra çok yorulmuş ve merdivenlerde oturmak istemiş. O sırada ise annesi aklına gelmiş. Annesi Dolunay’ı yatağında göremezse ne yapar? Dolunay annesine haber vermemenin üzüntüsü içinde zorlanarak gökyüzüne çıkmaya devam etmiş. Gökyüzünde yer alan tüm gezegenleri adeta sıralı bir şekilde dev boyutlara sahip olarak gören küçük çocuk büyük bir şaşkınlığa uğramış. Dünya’dan minicik görünen bu gezegenler gökyüzüne çıktıkça daha büyük bir hal alıyor ve Dünya Görünmez bir hale bürünüyormuş. Güneş’in kendine gülümsediğini gören Dolunay ona yaklaşmak istese de ne kadar adım atarsa atsın yaklaşamamış. Bir yanda aklında annesi olan Dolunay buranın büyülü dünyasını keşfetmek istiyor fakat ne yapacağını bilmiyormuş. Yıldız elinden tutarak gezegenleri tek tek tanıtıyormuş. Güneş ;
“Çok yoruldun. Bugün dinlenme saatin geldi.” Diyerek bir bulutu göstermiş.
Tüm hayali bulutlar üzerinde uyumak olan Dolunay, Güneş’in gösterdiği yere uzanarak uyuyakalmış. Rüyasında annesini gören Dolunay büyük bir telaşla uyanarak eve gitmek için yol aramaya başlamış. O da ne ? Yıldız kardeş yok, güneş yok… Yalnız kaldığını fark eden Dolunay oturup ağlamaya başlamış. O sırada polis ekipleri Dolunay’ı görmüş ve yanına yanaşmış;
“Küçük astronot burada ne işin var?”
Dolunay gözleri dolu bir şekilde;
“ Gökyüzünü merak ettim ve geldim. Ama şimdi dönemiyorum. Annem beni çok merak eder. Şimdi ne yapacağım?”
Bunu duyan polisler Dolunay’ın ellerinden tutarak evine gitmesine yardımcı olur. Annesine koşarak sarılan Dolunay bir yandan da korkuyor olsa da durumu annesine anlatır. Dolunay’ın annesi;
“ Hayallerinin peşinden gitmelisin. Ama giderken bana da haber ver beraber gidelim “ demiş.
Bunu duyan Dolunay sevinçle annesine bir daha sarılarak polislere teşekkür etmiş. Küçük çocuk o günden sonra annesinden habersiz hiçbir yere gitmemiş. Hayallerini anlattığı annesi ise ona hep destek olmuş ve Dolunay gerçek bir astronot olmuş.
Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla masal okumak isterseniz Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.