Gizemli Çığlık

Yağmurlu bir gündü. Gökyüzü ikiye ayrılacak gibi gürlüyordu. Sokakta hiç kimse kalmamış, tüm çocuklar evlerine gitmişti. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur damlaları Yasemin’in odasının camına vuruyordu. Hava iyice kararmaya başlamıştı.

Yasemin evde tek başınaydı. Odasında kitap okurken birden elektrikler kesildi ve Yasemin o an ne yapacağını bilemedi. Annesi doktor, babası da polisti ve o gece her ikisi de nöbetçiydi.  Yasemin koşar adımlarla mutfağa koştu ve çekmeceden mum çıkardı. Ancak bir türlü çakmağı bulamadı.

“AA, buradaki çakmak nereye gitti ya? Her yer kapkaranlık oldu, hiçbir şey de görünmüyor!” diyerek kendi kendine konuşup el yordamıyla çekmeceden çakmağı aramayı sürdürdü ve bulamadı. “Of ya, tam da gününü buldu elektriklerin kesilmesi, şimdi kocaman evde ne yapacağım?” diyerek yavaş yavaş odasına doğru yürümeye başladı.

Tam odasına girecekken binanın koridorundan bir çığlık sesi duydu ve o an ne yapacağını bilemeden olduğu yerde donakaldı. Kaç dakika boyunca adeta nefes almadan öylece kalakaldı. Sonra sanki birisinden kaçarmışçasına parmak uçlarında odasına gitti. Odasına girdikten sonra arkasına bile bakmadan yorganın altına girdi ve biraz önceki çığlığın neden kaynaklandığını düşünmeye çalıştı.  

Babasını aramayı düşünüyordu ancak telefonunu salonda unuttuğunu fark etti. “Salona nasıl gideceğim şimdi!” diyerek kendi kendine söyleniyor ancak yataktan çıkmaya bir türlü cesaret edemiyordu.

En iyisi bebekler gibi emekleyerek salona gidip hızlıca telefonu almalıyım, diye düşünerek yatak odasından çıkmaya karar verdi. Gıcırdayan kapıyı yavaşça açan Yasemin, tam odasından dışarı çıkacakken mutfaktan bir ses duydu.

Sanki mutfaktaki eşyalar Yasemine bir şeyler anlatmaya çalışıyormuş gibi sesler işitti ve yine olduğu yerde donakaldı. Buzdolabı, bulaşık makinesi hatta fırın bile on saniye arayla çatır çutur sesler çıkarıyordu. Yasemin; “Allah’ım, aynı okuduğum romandaki gibi adeta eşyalar bana bir uyarı vermeye çalışıyor! Ne yapmalıyım?” diye düşünerek yine olduğu yerde kaldı. Ama ses şimdi de salondaki televizyondan da gelmeye başladı.

Şimdi de salondaki televizyon çatır çutur ses çıkarmaya başlamıştı. Tam bu sırada dışarıda dolu da yağmaya başladı. Yasemin’in penceresine taş atılıyormuş gibi sesler gelmeye başladı.

“Yoksa romanımdaki gibi bir hayalet mi geldi? Ya da babamın tutukladığı bir seri katil hapisten kaçtı ve beni mi öldürecek!” diye düşünerek. Çığlık çığlığa tekrar yatağına koştu. Bu sefer annem ve babam gelene kadar odadan çıkmayacağım, diye düşünüyordu ama bir şeyler yapmalıydı. Hem bir çığlık sesi duymuştu hem de eşyalardan çatur çutur sesler.

Bu sefer korkmadan yataktan çıkıp hızlıca salona gitmeliyim, diye karar vermişti ve yavaşça yatağından kalktığı anda birden elektrikler geldi ve tüm dünyası odasıyla birlikte aydınlanmıştı. Koşar adımlarla salona gitti ve babasını arayıp tüm olanları anlatmaya başladı.

Babası da elektrikler kesildiği için eşyaların genleşip ses çıkardığını korkmaması gerektiğini söylemişti. Ancak koridordaki gizemli çığlık sesinin nedenini bir türlü bulamamışlardı.

Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Korku Hikayeleri kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Masalcı Baba

Çocukların hayatını daha eğlenceli bir hale getirmek ve gelişimlerine katkıda bulunmak için size masal sitemizi açtık keyifli okumalar :)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu